Sayfalar

29 Mayıs 2015 Cuma

Seçim öncesi bir derleme - Oy vermeden okunmalı




















---------------------------------------------------------------------------------------------------



Fikret Akfırat - CIA Raporunda AKP ve HDP
http://www.ulusalkanal.com.tr/cia-raporunda-akp-ve-hdp-makale,4325.html


---------------------------------------------------------------------------------------------------


Erdem Özdemir - Gezi'ye darbe diyen HDP

http://www.aydinlikgazete.com/ozgurluk-meydani/geziye-darbe-diyen-hdp-h71199.html


---------------------------------------------------------------------------------------------------


Semih Çetin'in Hdp Gerçekleri yazısını içeriyor
http://www.aydinlikgazete.com/m/dogu-perincek-makale,60073.html


---------------------------------------------------------------------------------------------------

Mehmet Ali Güller - HDP nedir ne değildir?

http://www.aydinlikgazete.com/hdp-nedir-ne-degildir-makale,60044.html


---------------------------------------------------------------------------------------------------



Mehmet Bedri Gültekin - AKP ve HDP; aynı programın partileri
------------------------------------------------------------------------------



image
HDP sol parti mi?
SON haftalarda merkez medya tarafından HDP'nin sol parti olduğuna dair haberler ısrarla gündeme getirilmektedir. Buna solcu görünen bazı dergi ve gazeteleri


------------------------------------------------------------------------------


EN ÖNEMLİ YAZI: Seçim Sistemi, Koltuk Hesabı hakkında

image
Oylar bölünsün
Dr. Mustafa Bodur HAYIR, başlıkta yanlışlık yok. Açıklayacağız, elbet. Ama şaşırtıcı bir-iki paradoks daha söyleyelim. Çok oy başarı mı (yani çok milletvekili mi)? ...
Yahoo ile önizle


---------------------------------------------------------------------------------------------------

Soner Yalçın
"Hep yazdım ve hep yazacağım; sandık, Türkiye’yi yozlaştırıyor; gericileştiriyor. Salt sandığa tabi bir demokrasi insanoğlunu uygarlıktan uzaklaştırıyor. Çünkü: Sandık, demokrasinin aracı olmaktan çıkarılıp, ticaretin/rantın/avantanın aracı haline getirildi." 
Sözcü Gazetesi Yazarı Soner Yalçın bugünkü köşesinde bu ifadelere yer verdi. Yalçın, sandığa endeksli demokrasi tanımına karşı çıktığı yazısında, halk hareketlerini demokrasi örneği olarak gösterdi.

Meclis’in sadece dekor olduğunu belirten Yalçın, "oyları bölmeyelim" propagandasına da tepki gösterdi.

"Son 5 yıldır… Önce, bu ülkenin sokaklarında- meydanlarında- parklarında demokrasi için mücadele eden, kanlarını akıtan, can veren herkesi ellerimiz patlayınca kadar alkışlayalım ve sonra, seçim günü gelip çattığında “oyları bölüyorlar” diye aşağılayalım! Yani, sandık’a yenik düşelim. Hep bir korkuyla uyutalım kitleleri: “Aman oyları bölmeyelim…” Onlar, cezaevine düşsünler. Onlar, ölsünler, sakat kalsınlar. Onlar, işlerini kaybetsinler. Ve onlar, inadına 365 gün mücadele etsinler. Sonra biz, “oylarımız bölünmesin” diye onları küçümseyip, avanta demokrasisine mağlup olalım!"

"Tarihi; çoğunluğa uyanlar değil, çoğunluğa karşı çıkanlar kurar" diyen Soner Yalçın, demokrasinin gerçek tanımını da yaptı.

Demokrasi, Gezi Direnişi ile ayağa kalkmaktır.
Demokrasi, ulusal bayramlar kaldırıldığında Bandırma Vapuru eşliğinde 100 bin kişiyle Taksim’de yürümektir.
Demokrasi, bayrağımız yakıldığında, andımız yasaklandığında sokağa çıkmaktır.
Demokrasi, polis barikatlarını aşıp 1 milyon kişiyle 10 Kasım’da Anıtkabir’e gitmektir.
Demokrasi, jandarma barikatlarını aşıp 20 bin kişiyle Silivri Cezaevi’ne ulaşmaktır.
Demokrasi, Soma vahşeti ardından sokağa çıkmaktır.
Demokrasi, 17-25 Aralık hırsızlıklarının üzeri kapatıldığında sokağa çıkmaktır.
Demokrasi, Türkiye’yi bölmek isteyen emperyalizmin simgesi Conilerin kafasına çuval geçirmektir.
Demokrasi, soykırım yalanına Avrupa’nın göbeğinde karşı çıkmaktır.
Demokrasi, yobaz eğitimi boykot etmektir. Acı çeken Kürt’ün, Alevi’nin yanında durmaktır.
Bunların hiçbirini yapmayacaksınız….
Hiçbir bedel ödemeyeceksiniz…
Ve 5 yılda bir ortaya çıkıp, çevrenize büyük bir korku salarak, “aman oylar bölünmesin” diyerek, avanta demokrasisinin kökleşmesine sebep olacaksınız!
Sizler… Bu büyük kandırmaca ile avunmak isteyebilirsiniz. Avununuz!

image
Soner Yalçın yazdı: Demokrasi sandık değildir
Gazeteci Soner Yalçın 7 Haziran genel seçimler için dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. Yalçın Türkiye'de sandığa endeksli demokrasi tanımına
Yahoo ile önizle

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yavuz Alogan: Vatan Partisi'nin Gizli Oyları



--------------------------------------------------------------------------------------------------------






--------------------------------------------------------------------------------------------------------

ADİL HACIÖMEROĞLU



--------------------------------------------------------------------------------------------------------



TURHAN ÖZLÜ: Türbanın mimarını milletçe alkışlıyoruz



---------------------------------------------------------------------------------------------------


SONER YALÇIN - Kral Çıplak
Alıntı: Yeni bir siyasete ihtiyacımız var. Köklü bir değişime ihtiyacımız var. Mücadele ruhunu yükseltmeliyiz…
Bırakın tüm mazeretleri…
8 Haziran’da var mısınız? 9 Haziran’da var mısınız? 10 Haziran’da..?
Cumhuriyeti ancak mücadeleyle tekrar kurarız
Bu yobaz iktidar 19 Mayıs Bayramımızı elimizden alıyordu; yüz binlerce yurtsever sokağa çıkınca geri adım attı. Mesele budur:
Bandırma Vapuru’na binen herkesin geride bıraktıkları vardı; makamlarından, işlerinden oldular; idamla yargılandılar, ölüme yürüdüler..
Bugün sen ne yapıyorsun; ‘oy kullanıyorum!’
Peki… Gücün sadece oy vermeye yetiyor ise, o tek oyla; mücadele veren partilere moral ver. ‘Her an yanınızda olamasam da oyumla sizi destekliyorum; yalnız değilsiniz’ mesajını ver!.. Türkiye’nin barajları değil barikatları aşan partiye ihtiyacı var…”







--------------------------------------------------------------------------------------------------

Prof. Dr. Süleyman Çelik: Yetmez ama evetçiler HDP'yi niçin destekliyor?

http://www.aydinlikgazete.com/ozgurluk-meydani/yetmez-ama-evetciler-hdpyi-nicin-destekliyor-h70559.html

--------------------------------------------------------------------------------------------------------




Ufuk Söylemez - OYUM HANGİ PARTİYE ve NEDEN?



Genel seçime 10 gün kala, oyumu hangi partiye ve hangi gerekçelerle vereceğimi açıklayarak siz değerli okurlarımız ve kamuoyu ile paylaşmak istediğimi belirtmiştim. Öncelikle ne halen üyesi olduğum DP’den, ne de başka bir partiden aday olmadığımı ve/veya adaylık başvurusunda bulunmadığımı vurgulamak isterim.

Şimdi “nasıl” bir partiye “niye” oy vermek istediğimi özetleyeyim;



“Andımızı” Cumhuriyet okullarında yeniden okutacağını söyleyen bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



Sağ-sol demeden Atatürk’te Birleştik şiarıyla partiler üstü demokratik bir kuvay-ı milliye hareketi olan ‘Milli Anayasa Forumlarına ve Milli Merkez’e’ destek veren ve bizlerle omuz omuza mücadele eden bir siyasi kadroyu barındıran bir partiye oy vermek istiyorum.



Cumhuriyet tarihinin gördüğü en karanlık ve tehlikeli organizasyon olan, ABD iltisaklı-Cemaat görünümlü, F-Tipi örgütle yıllardan beri kararlılık ve gayretle mücadele eden kadrolara ve fikriyata sahip bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.

Ergenekon-Balyoz ve benzeri kumpaslara cepheden karşı çıkan, Milli ordumuza ve Milli aydınlarımıza sahip çıkan, bu yolda ağır bedeller ödemelerine rağmen, yürekli bir mücadeleyi ortaya koyan kadroların yoğunlaştığı bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



Hem Sorosçu-hem Atatürkçü olunmaz diyenlerin, sözde değil özde Atatürk ve ilkelerine sahip çıkmak isteyenlerin buluştuğu bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



Altta kalanın canının çıktığı bir vahşi kapitalizme, üretimden kopuk, sıcak paraya ve borçlanmaya dayalı bir kumarhane ekonomisine karşı, Atatürk’ün “karma” ekonomik modeline sahip çıkan bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.

Mezhepçi-yobaz-dinimizi siyasallaştırmak isteyen gerici zihniyete karşı, laiklik ilkesine bağlılığını açıkça ortaya koyabilen bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



Emperyalizm destekli bölücü terörle müzakere ve pazarlık yapmayacak, Türk ile Kürdü, ulus devlet ve üniter yapımızda birleştirecek bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



“Kayden Türk- Kalben ABD’li” K. Derviş’in müridi değil, “Mustafa Kemal’in askeri” olanların birleştiği bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



Bir yandan oyları bölmeyin masalını anlatırken, öte yandan vahşi-kanlı-bölücü örgütün siyasi uzantısı ile koalisyon yapmaya çalışmayan, anti-emperyalist duruşa sahip bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.

Soğuk savaş döneminden kalan sağ-sol kamplaşmasını aşan ve bugün milli-gayrı milli saflaşmasında Cumhuriyetçi-Milli cephede, yer alanların buluştuğu bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



Sn. Nihat Genç’ten - Sn. Yaşar Nuri Öztürk’e, Sn. Yılmaz Özdil’den - Sn. Soner Yalçın’a, Sn. Levent Kırca’dan - Sn. Rıza Zelyut’a, Sn. Mustafa Mutlu’dan - Sn. Sabahattin Önkibar’a kadar, millici-demokrat-yurtsever ve Atatürkçü yurttaşlarımızın sevip saydığı, fikirlerine ve duruşlarına saygı duyduğu, ülkemizin yüz akı milli aydın-yazar ve sanatçılarımızın da değer ve önem verdiği bir siyasi fikre,  kadroya ve partiye oy vermek istiyorum.

Silivri’de karda kışta toplanan onbinlerin, 19 Mayıs’larda, 10 Kasım’larda Anıtkabir’e yürüyen yüz binlerin, Haziran Gezi direnişinde Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye haykıran milyonların, bu taleplerini kucaklayacak, milli duruştan-ulusal çıkarlardan yana bir partiye oy vermek istiyorum.



Son olarak 8 Haziran sabahından itibaren, Demokratik-Milli ve Cumhuriyetçi bir cephenin, birliğin ve ittifakın öncüsü olabilecek bir siyasi partiye oy vermek istiyorum.



İşte yukarıda bir kısmını sıralayabildiğim gerekçe ve önceliklerle, bu genel seçimde oyumu Atatürk’te Birleştik diyen, Cumhuriyet’in Kurucu değerlerine gönülden bağlı olan, milli duruşlu ve ulusal çıkarlardan yana olan kadroları ve programıyla; “Vatan Partisine” vereceğimi beyan ve ilan ediyorum!


Ufuk Söylemez


---------------------------------------------------------------------------------------------

Nihat Genç


Yazıdan alıntı: "Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! İç ve dış politikada yılların tecrübesi itibarlı güvenilir birikimli siyasileri harcayıp dışladığınız ve yerine şaibeli parti geçmişi ve tüzüğüyle dalgasını geçenleri getirdiğiniz için.
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Bir büyük kitle partisini umut olmaktan çıkartıp ‘karikatür’ haline getirdiğiniz için.
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! CHP’yi AKP HDP süreç ve oyunlarına kuyruk yaptığınız için.
Biz de sizi alkışlıyoruz Kılıçdaroğlu! Toplumsal hastalıkları programınıza almak değil hasta kişilikleri bulup buluşturup partiye taşıdığınız için!"




-----------------------------------------------------------------------------------------------


Yılmaz Özdil: Vatan'la Mutluyuz


Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil köşesinde Vatan Partisi Milletvekili adaylarını yazdı. CHP adayları ile Vatan Partisi adaylarını kıyaslayan Özdil, Vatan Partisi adaylarının CHP adaylarına yüzde 100 fark attığını belirtti. 




----------------------------------------------------------------------------------------------

Mehmet Faraç

Takım tutar gibi parti tutan bazı deve kuşları ile menfaatçiler yeni anlamaya başlasalar da, CHP’yle ilgili kaygımın çok önemli bir nedeni var... 
Bu kaygı ana muhalefetten umutlanan her yurttaşın olduğu gibi gelecek kaygısıdır ve özeti şudur; “AKP gibi baskıcı bir iktidara karşı zikzak yapmayan, dik duran, ideolojisine sahip çıkan güçlü, eylemci bir muhalefet lazım...”
Ancak söylem birliğinin olmaması bile ana muhalefeti baskıcı AKP karşısında gülünç duruma düşürüyor... Size kısa ancak çok düşündürücü bir kronoloji sunayım:


CHP’li Sezgin Tanrıkulu iki ay önce Öcalan’ın taleplerinin de aralarında bulunduğu 10 maddelik “çözüm” paketini AKP yöneticilerine teslim etti... PKK bir gün sonra Dağlıca’yı bastı ve 8 asker şehit edildi!..


Geçen hafta Tanrıkulu ile TESEV bağlantılı bazı CHP’liler, KCK operasyonlarını protesto gösterisine de destek veren CHP’nin İstanbul il başkanını yanlarına alıp ikinci cumhuriyetçilerle gizli bir toplantı yaptı.


CHP’nin “Kürt meselesi” konusunda kılavuzluk istediği o kişiler Cengiz Çandar ve Oral çalışlar gibi CHP düşmanlarıydı!..


İşte bu görüşmeden sonra da PKK, Bingöl ve Hakkari’de 15 askeri şehit etti...
Son olarak CHP sözcüsü Haluk Koç’un AKP’yi Oslo görüşmeleriyle sıkıştırdığı gün de, Bingöl’de 10 asker şehit edildi!..


Kılıçdaroğlu ise önceki gün,”Eğer PKK’ya silah bıraktıracaksa terör örgütüyle görüşmelere devam edilmeli“ diyerek Koç’u ve partisini zor duruma düşürdü!..


CHP bu kafa karışıklığıyla bırakın terörün durmasına katkı sunmayı, terör nedeniyle çıkmaza giren AKP’ye siper olmaktan başka bir şey yapmıyor... Çok yazık!..


---------------------------------------------------------------------------------------------

Gürler Akdora: 
Dünyamızda güç dengeleri değişiyor. Batı, ABD ve AB kriz içinde inişe; Avrasya ise yükselişe geçti. Çin, Rusya, Hindistan ve elbette ülkemiz  Avrasya Cephesi’nde yer alıyor.  Mustafa Kemal “doğudan doğan güneş gibi” bu geleceği öngörmüştü. Emperyalizm bu süreçte tahribatlarını sürdürüyor. ABD’nin bölgemiz için planı Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Bu plana göre ülkeler bölünecek, sınırlar değişecek! ABD, taşeronları ve kukla devletler aracılığıyla bölgede karışıklıklar ve halklar arası çatışmalar çıkarıyor. Amaç petrol, gaz ve su havzalarını kontrol, bölge zenginlilerine hakim olmaktır.
Çözüm, BOP’a karşı BAB. Batı Asya Birliği, bir Vatan Partisi Projesi!

KARŞI DEVRİM SÜRECİNİN SONU GELİYOR

ABD, AKP’yi iki kanaldan kontrol ediyor. Erdoğan ve Fethullah üzerinden. Erdoğan’ın “Ne istediler de vermedik!” dediği Fethullahçılar; iktidarı bir başlarına ele geçirmek isteyince çıngar çıktı. Bu plana en büyük engel olarak görülen İşçi Partisi’ne (bugün Vatan Partisi) ve TSK’ya komplolar kuruldu. Silivri süreçi böyle başlatıldı. Türk Gençliği, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesinde” kendine verilen görev gereği ayağa kalktı. Halkın mücadelesi ile Silivri zindanları yıkıldı... 
“Başkanlık Sistemi” hayalleri gören bir Erdoğan yönetimi, mevcut Anayasa’yı çiğniyor. AKP’li Bakanlar “Anayasayı tanımıyoruz” beyanında bulunuyor! Yasa ve hukuk tanımazlıkla suç işliyorlar. Bu hayaller gerçekleşmiyecek! Vezirler devri bitti. Bu millet insanı vezir de eder, rezil de!
Ortada bir fil dolaşıyor, sistem partilerinin fili. Filin hortumu AKP iktidarı. Ha babam hortumluyorlar ülkeyi. Memlekette özelleştirme ve satışlardan geriye pek bir şey kalmadı. Filin dişleri bölücü PKK terör örgütü. PKK da,  ABD patentli Pentagon ve CIA kontrolünde Türkiye’ye saldırıyor... 

Birinci ayak, Yeni CHP olarak dizayn edilen Kemal Kılıçdaroğlu kliği.

İkinci ayak,  NATO milliyetçiliğinden özürlü Devlet Bahçeli kliği.

Üçüncü ayak, can çekişen Fethullahçılar ile Gül kliği.

Dördüncü ayak, PKK’nın “sol” aldatmacası ile pazarlanan HDP.

Filin arkasındaki ufak kuyruk da, PKK kuyrukçusu sözde sol!

Asalaklar da var Fil üstünde. Sözde ‘Ermeni Soykırımı’tezini  savunan enteller! 

Filin tepesinde hep Amerikancılar,  AB’ciler oturur. Aldıkları emirlerle Türkiye’yi çiğnetirler. AKP iktidarında Türkiye borç ve kriz çıkmazına sokuldu. Borcun faturası da millete çıktı. Vurgun ve zenginlikler ise AKP ve yandaşlarına akıyor. Bu gerçekleri cesaretle Türkiye Halkına açıklayan, mücadele eden ve çözüm üreten parti, Vatan Partisi oldu.

Türkiye iki muhasebeci Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’na;  siyasi, Karagöz ve Hacivat’lara mahkûm değildir. Vatan Partisi, Mustafa Kemal Atatürk’in Cumhuriyet Anayasası’na yazdığı; Halkçılık, Ulusçuluk, Laiklik, Cumhuriyetçilik, Devletçilik ve Devrimcilik, 6 Ok programıyla, halkımıza temel çözümü sunuyor. Seçimlerde, önce kafalardaki, sonra da yüzde on barajlarını yıkarak  TBMM’ye girmeliyiz. Gün, Vatan’da birleşme günüdür!  Gün, çekim merkezinde Vatan Partisi olan Milli Hükümeti kurma günüdür!


-------------------------------------------------------------------------------------------


Mehmet Faraç 





-------------------------------------------------------------------------------------------

Av. H. Tayfun İÇLİ
21. ve 23. Dönem Milletvekili - Devlet Eski Bakanı
CHP'den Neden İstifa Ettim
Cebren ve hile ile zapt edilen CHP, artık bir kast sistemi, bir zümre yönetimi tarafından ahbap çavuş ilişkileri ile yönetilmektedir. CHP programına ve kurucu ilkelerine aykırı davranan, yönetim anlayışında da AKP taklitçisi olan bu yeni yapının halkın umutlarını köreltmekten başka bir görevi bulunmamaktadır.

Yaşanan acı seçim mağlubiyetlerinden de görülmüştür ki; AKP varlığını ve gücünü kurgulanmış bu yeni yönetim anlayışına borçludur. AKP’yi besleyen, ona kan ve can veren bu yapı ve muhalefet anlayışıdır.

Halka güven vermeyen, seçmeni ve parti üyelerini umutsuzluğa sürükleyen, altı ok ilkelerinin yabancısı bu yapı, 2015 seçimlerinde ve sonrasında halkımız ve seçmenimiz için değil, mevcut iktidar için güvencedir.

Yeni CHP, vatana ihanet suçundan idam edilen Seyit Rıza gibi kişilerden parti adına özür dileyen, onlara itibar kazandıran, emperyalist bir yalan olan soykırım suçlamalarının kampanyaya dönüştürüldüğü bir dönemde 'soykırımla yüzleş' pankartına sopa görevi üstlenenen, Kürt milliyetçilerine, ayrılıkçılara sempatik gözükmek için Diyarbakır’da “1930’ların CHP’si değiliz” diyerek, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dil uzatabilen kişilere emanet edilir hale gelmiştir. 
Yeni CHP artık Atatürk’ ün ilkelerini taşıyan ve savunan, halka ve dünyaya örnek olan, Atatürk’ ün, İnönü’nün ve Ecevit’ in partisi olmaktan çıkmış, ilkesiz ve tutarsız bir yapıya bürünmüştür. 

Ne yazık ki bu kokuşmuşluğun, yozlaşmanın ve parti yönetimine hakim olan bu sığ anlayışın temizlenmesi mümkün de değildir. AKP’nin değirmenine su taşıyanları ve AKP’ye koltuk değneği olanları bu oyunları ile baş başa bırakmak gerekmektedir. 

Atatürk’ten, Atatürk’ün yolundan ve devrimlerinden uzaklaşan, tutarsız ve ilkesiz söylem ve politikalarda bulunan kişilere tahammül etmek, bu söylemlere daha fazla katlanmak artık tarifsiz bir acıya dönüşmüştür. 

Tüm bu üzüntü veren gelişmeler ışığında, Atatürk’e “kefere” diyebilen, Atatürk ilke ve devrimlerini benimsemeyen, mikro Kürtçü, tarikat ve cemaat atıkları tarafından işgale uğramış bir parti bünyesinde yer almayı başta Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak, sonrasında bir Atatürkçü, bir vatansever ve bir hukukçu olarak içime sindiremiyorum. Şahsım adına artık bu kirli oyunların oynandığı, gizli ortaklıklarla CHP’nin tasfiye edilmeye çalışıldığı bir ortamda daha fazla bulunamayacağımdan parti üyeliğinden istifa ediyorum. Tüm bu süreç boyunca dik duruşunu koruyan, Atatürk’ün CHP’sine sahip çıkmaya çalışan tüm arkadaşlarıma şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum.

-------------------------------------------------------------------------------------------------

Ahmet Yavuz

image
Neden Vatan Partisi?
Resmen dün açıklanmış olsa da 19 Mayıs 2015 günü Vatan Partisi'ne katıldım. Neden? Küresel bir tehdit altında yaşayan ülkemizin bu sarmaldan kurtulması için yen...
Yahoo ile önizle


 -----------------------------------------------------------------------------


Yaşar Nuri Öztürk


Yavuz Alogan

Bandırma Vapuru başlıklı yazıdan alıntılar

"70’li yıllarda hepimiz gidip CHP’ye oy vermedik mi? Sonrasında yine sosyal demokrat partilere, 
SBP’ye ÖDP’yeTKP’ye oy verdik. Ne oldu? Birincisi gitti kara çarşafa altı oklu CHP rozeti taktı; laisizmi ve Aydınlanma düşüncesini geminin bordasından atarak neo-liberalizmin gazıyla havalandı. Diğerleri ya kapandı, ya da bir kısmı HDP’nin peşine takıldı, bir kısmı şaşırıp kaldı ya da anlaşılmaz biçimde bölündü."

"
AMA OY ALAMAZ! 


Alamasın! Vatan Partisi isterse binde sıfır oy alsın; açılan sandıkların hiçbirinden bu partiye bir tane oy çıkmasın! Emperyalizme karşı açıktan tavır alan, kamulaştırmayı, Cumhuriyet’i, laisizmi savunan, sosyalist bir gençlik örgütü kurmayı başaran başka parti var mı? 

Doğu Perinçek’in sosyalistliği, marksist dünya görüşü sorgulanabilir mi? Geçmişte kendisini eleştirdik; üzerinde tepindik; en zayıf noktası neresi, bulalım da var gücümüzle oradan vuralım diye düşünüp taşındık. (...) Yine eleştiririz. Herkes eleştirdi. Bu köşede de pek çok kez eleştirdim. Hatta bazı alçaklar, onun en yakın eski arkadaşları sıfatıyla, Fetullah cemaatinin marifetiyle yayımlanan “Aydınlıktan Kaçanlar” adlı özel bir kitap bile çıkardılar. 

Dünya çapında bir eleştiriye ve ihanete mukavemet yarışması yapılsa, Doğu Perinçek’in rekorunu kimse kıramaz.  "



--------------------------------------------------------------------------------------------
Nihat Genç




(...) Halk TV’de bir değil iki değil üç değil en az on ayrı programım ortasından bölündü kaldırıldı susturuldu sansür edildi ve sonunda kovulduk, neden?Cemaate laf ettiğimiz için!‘Burada ulusalcılar ekrana çıkartılmayacak’ lafını Halk TV’nin içinden duydum...... Kovulduktan sonra yerimize ‘cemaate çalışan’ ‘cemaatle iş yapan’ ‘cemaatin adayları’ekranlarda baş köşeye oturtuldu..Biz de ‘niçin cemaatçilerle’ iş tutuyorsunuz diyemeyeceğiz, peki ne yapacağız, susacağız tıpış tıpış gidip oy verecekmişiz..

Sarıgül’ü eleştirdik, eleştiremezsin dediler, işte Sarıgül’ünüzün rezaletleri alın başınıza çalın!Ekmeleddin’i eleştirdik yediğimiz laf kalmadı, ne dediler tıpış tıpış gidip oy vereceksiniz…Cumhuriyet Halk partilileri tehlike karşısında uyardık, artık iş çoktan geçti, peşinden Cumhuriyet Gazetesi de ‘yenilendi’, işte öz savunma gücünüz manşetlerde, gidin tıpış tıpış oyunuzu öz savunma güçlerine verin!


Kardeşlerim,İslamcı ideoloji siyasetin gövdesi kurumları ele geçirerek bir uygarlığı ele geçirdiklerini sanıyorlar, oysa durum çok farklı, domuz sürüleri patates tarlasına ne yapmışsa İslamcılar gözlerinizin önünde hukuk’un kurumlarına aynısını yaptılar!Ve ‘yenici’ halk partisi ve Cumhuriyet Gazetesi, ‘kurumları’ ele geçirerek büyük kitleleri susturabileceklerini, direnen bağımsızlıkçı geniş kitleleri istedikleri gibi yönlendirebileceklerini sanıyorlar.. Domuz sürüleri patates tarlasına ne yapıyorsa Cumhuriyet Halk partisine ve Cumhuriyet Gazetesi’ne de aynı şey gözlerinizin önünde yapıldı..


Aynı domuz sürüleri ‘özelleştirmeye’ girdi ve otuz yıl sonra Türkiye’nin birikimi arazisi tarlası milli sanayisi ortada bir patates tarlası dahi kalmadı..Aynı domuz sürüleri Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesine daldı..


Ve hala Kemal Dervişler’in biri geliyor diğeri gidiyor!


Otuz yıldır dön dolaş aynı yere boktan çıkışsız umutsuz yere çıkıyorsun!Şimdi ne diyor öz savunma gücünü savunan CHP’liler, ulusalcılar’ı temizlediğimiz için partimiz yüzde 30’ları aştı uçuyor, propagandaya bakar mısınız, ulusalcılar temizlendiği için CHP’nin önü açılmış…


8 Haziran’a işte bu niyet ve azimle giriyorlar: önümüzü kesen ulusalcılardı, onları kovduk ve kazandık!(...)


CHP ve Cumhuriyet Gazetesi ‘süreç’e katılarak AKP’yle aynı siyasi gömleği çoktan giydi..Şimdi CHP partiyi kapatıp topyekün AKP’ye katılsa dahi AKP bunu istemez..


İslam’ın ilk devresinde Müslümanlar Müslümanlığa girmek isteyen Hristiyanları kırbaçlıyor ve onların müslüman olmasını istemiyordu. Çünkü hristiyanlar müslüman olursa ‘haraç’ı kimlerden alacak? Yüzyılımızın en büyük tarihçisi Braudel işte bu soruyu sorar.Aynı soruyu soruyorum, AKP bu kadar kafası karışık duruşu iradesi paramparça bir CHP’nin kapatılıp kendine katılmasını niçin istesin..


Yoksa her seçim dönemi siyasi haracını kimden alacak!Her seçim öncesi gelsin Kemal Derviş Sarıgül Ekmeleddin gitsin Apo Sezgin TanrıkuluÖz Savunma Güçleri… AKP’ye bundan daha büyük hizmet mi olur!Gözlerimizin önünde Libya Suriye Irak üçer beşer parçalara bölündü!


Kim böldü! Böldürenleri siyaset meydanında dillendiren tek bir CHP’li kaldı mı?


Ülkelerin niçin bölündüğünü tarihlerin en büyük savaşlarının içine neden sokulduğunu gizli angajmanları gereği söyleyemeyen parti ve gazetelerle nereye kadar?Müslümanları kim öldürüyor diyemiyoruz? Ülkemizi kim böldürüyor diyemiyoruz? Askerimize kim kumpas kurdu ve Türk Silahlı Kuvvetlerini kimler tasfiye etti diyemiyoruz? CHP’yi Cumhuriyet Gazetesi’ni ve Türkiye’yi kim dizayn etti diyemiyoruz!Kardeşlerim, üç kişiyiz beş kişiyiz yok binde sıfırız yok onbinde sıfırız…kutsal olan bağımsızlıktır, toprağımızdır, heyecanlarım müziğim annem ailem sevgilim aşkım her şeyim yurttaşlık ve bölüşmedir…Kaç kişi olursak olalım insanı insan yapan coşturan sarhoş eden insanlık değerlerinden vazgeçmem mümkün değildir..Şeytanlıkla karanlıkla cemaatle kumpasla işimiz olmaz!Tarihte siyasette edebiyatta tanıdığım bütün yırtıcı kuşlar karar verirken tereddüt etmez acı çekmez gözyaşı dökmez…Çünkü yırtıcı kuş’un ölümcül yarası ‘özgürlüğü’ uğrunadır!Özgürlüğün tek başına uçmaktan başka ilacı yoktur!Otuşbeş yılı deviren yazarlığımın kırk bin acı gecesinden sağsalim kalabilmeyi ve kanatlarımı kopartmdan her sabah bu sayfalarda uçabilmeyi ‘özgürlüğüme’ borçluyum..Kardeşlerim kırk yıldır, öz yurdumda kimsenin susturamayacağı bir yazar olmak istedim..Kimsenin adamı olmayan kimsenin tezgahına değirmenine su taşımayan..Bu topraklarda özgür insan beyninin graniti parçalayabileceğinin çok nadir birkaç şahidinden biriyim!


Özgür beynimi kimseye pabuç gibi bırakmam..Değil yüzde kırk yüzde doksan oy alsalar, aklımın iç kalesini kimseye parçalatmam..Seçim sonrası hangi netice çıkarsa çıksın bu kalem sabırlı yürekli taşkın bağımsız insanlar için yazmaya kaldığı yerden neşeyle devam edecek!Yazarlığımın hiçbir döneminde yol gösteren bir adam olmadım.Yol ne kadar çetrefil ne kadar bataklık yoldan ne kadar ağır beton mikser arabalar vızır vızır son sürat geçiyor olursa olsun.. Altında kalırım ezilirim boğulurum bu sütunlar şahidimdir demedim.. Yol’a Çıkan Adam oldum..Kızgın kanla soğuk kan uyuşmaz…Hayatı sansür zindanla geçmiş ve öldürülmüş yazarlarımız gibi biz de zaptedilemeyen kızgın kanın bağımsız başka yıldızların çocuklarıyız, kaderimizi biliyoruz: BU YOLDA ÖLECEĞİZ!





Nihat-GENC.com , Odatv.com

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------




image
Hulki Cevizoğlu, Vatan Partisi’nden neden aday olduğunu ...
Vatan Partisi İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Hulki Cevizoğlu, Vatan Partisi'nden neden aday olduğunu anlatan bir yazı kaleme aldı.
Yahoo ile önizle



--------------------------------------------------------------------------------------------



Yavuz Alogan

image
Yüzyılın projeleri
Sistem partilerinin vaatleri seçmen kitlesinde son on üç yıl içinde oluşturulan beklentileri yansıtıyor. Çiftçiler, işçiler, orta ölçekli sanayiciler, memurlar, eme...
Yahoo ile önizle

------------------------------------------------------------------------------


image
Mehmet Ulusoy yazdı: Emperyalizme ve etnik bölücülüğe...
Solculuk bisiklet sürmeye benzer. Dengede kalmak için pedalı devamlı çevirmek zorunluluğu, devrimciliği sürdürmenin koşuludur.
Yahoo ile önizle

------------------------------------------------------------------------------

HULKİ CEVİZOĞLU:  

BALBAY VE ÖZKAN’IN ATATÜRKÇÜLER’DEN OY İSTEMEYE HAKKI YOK

Cevizoğlu, kendisi gibi gazeteci kökenli olan CHP’nin İzmir milletvekili adayları Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’la ilgili de açıklamalarda bulundu. Cevizoğlu, “Mustafa Balbay’ı da, Tuncay Özkan’ı da çok yakından tanıyorum. Tuncay Özkan’la Kanaltürk’te 3 yıl birlikte çalıştık. Kanaltürk’ün kuruluşunda vardık ama satılışında yoktuk. Kanaltürk’ün satılışı bizi ve herkesi şoke eden bir hareketti. Buradaki adaylık çalışmalarında da neler yaptıklarını uzaktan görüyorum. Balbay’a eleştirilerim var. Balbay, cezaevinden çıktıktan sonra Doğu Perinçek’in de ifadesiyle çok ağladı. Doğu Perinçek ise kendisine aynı sorular sorulduğunda biz asla mağdur edebiyatı yapamayız. Biz yaşıyoruz ama Kurtuluş Savaşı’nda, Çanakkale Savaşı’nda ölenlerin bir metrekarelik yatacak yerinden başka bir şeyi yok. ‘Ben kitap yazıyorum bize sahip çık, mantığı bize yakışmaz’ demişti. Aynı sözlerin altına imzamı atıyorum. Burada Balbay ve Tuncay Özkan’ı da CHP yönetiminin bölücü politikalara destek vermelerine karşı çıkmamalarından dolayı kınıyorum. Cumhurbaşkanı seçiminde Atatürk düşmanı bir babanın oğlu ve aynı görüşte olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nu aday gösterdiler. Balbay ve Tuncay Özkan gıkını çıkarmadı. Bu onlara yakışmayan, cezaevlerindeki şereflerine leke süren bir durumdu. Siz cezaevinde niye yattınız? Sizi niye zindanlara attılar? Bütün Atatürkçüler yanınızda yer aldı. Sonra siz Atatürkçülere aykırı bir davranış içine girerek Atatürk düşmanı birini cumhurbaşkanı adayı olarak nasıl desteklediniz? Niye protesto etmediniz? Bizim hayatımız protesto ve karşı çıkmalarla, isyanlarla geçiyor. Kaç tane televizyondan sırf bize müdahale ettiler, siyasi olarak anlaşamadık diye ayrıldık, kimilerinden de kovulduk. Peki sen de bunları göze alıp ayrılsaydın. Sen zindana atılma nedenine bir yerde ihanet etmiş oluyorsun. Sen Atatürkçü olduğun, AKP’den kurtulmak istediğin için hedef oldun ve cezaevine tıkıldın. Çıkınca niye bunu devam ettirmedin? Neden ‘Ekmeleddin İhsanoğlu’na ben karşı çıkarım’ demedin?  Balbay ve Özkan’ın İzmirli Atatürkçülerden oy istemeye hakkı olmadığını düşünüyorum. Ekmeleddin’e sesini çıkarmayan insanlar Atatürkçülerin yakasından düşmeliler. Eski Balbay ve eski Özkan’ı istiyoruz. Yeni CHP gibi yeni Balbay ve yeni Özkan Atatürkçü kimlik sergilemiyor” diye konuştu.

------------------------------------------------------------------------------

Mehmet Akkaya


image
‘100 Yılın Projesi’ / CHP emperyalist talana köprü mü ol...
AKP'nin başkanı sesleniyor Kılıçdaroğlu'na: 'Hırsızsınız, bizim projemizi çaldınız, yeni proje gibi sunuyorsunuz. Haberiniz yok, bu planı yıllardır uyguluyoruz.” Da...
Yahoo ile önizle



------------------------------------------------------------------------------



Son olarak: 

image
Milli Hükümet Programı
Vatan Partisi Programı
Yahoo ile önizle




Ve merak edebileceğiniz her şey aşağıdaki son linkte... 

Onlarca senedir Vatan Partisi ile ilgili (eski İP) psikolojik harp merkezleri  sayısız kara ve gri propaganda malzemesi üretti, toplumun beyni yıkandı.
NEDEN? 

Neden'i bu raporda:

12 Mart döneminde Devlet Brifingi’ne verilen 12 Mart raporu

12 Mart yönetimi, 1972 yılının 13 Kasımında Ankara'da Atatürk Orman Çiftliği'nde MİT'in Marmara Köşkü'nde toplandı. Toplantıya Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve devlet büyükleri katıldı. MİT ve Kontrgerilla, bu toplantıya bir brifing sundu. Brifing'te Perinçek’in önderlik ettiği TİİKP hakkında şu değerlendirme yapılıyordu: 

"Milli Demokratik Devrim stratejisini benimsemiş olmasına rağmen, diğer örgütlerin aksine, terörcü, kendiliğindenci ve aceleci eylemlerden kaçınarak, uzun devrede faaliyet gösteren bu örgüt, aynı zamanda militanı en çok, teşkilâtı en yaygın olanıdır. Aşırı sol cephenin genç teorisyenlerinin en azılısı, en teşkilatçısı Doğu Perinçek'tir." 

Resmî adıyla "Devlet Brifingi"ne sunulan bu gizli rapor, 23 yıl sonra ele geçmiş ve yayımlanmıştır (Marmara Brifingi, Kaynak Yayınları, Nisan 1995, s. 70 vd). 



VATAN PARTİSİ'ne SORULAR CEVAPLAR:


Vatan Partisi

Vatan Partisi
Aradığıma benzeyen bir soru bulamadım. E-posta adresim: Sorumu Cevaplayın!