Sayfalar

19 Şubat 2015 Perşembe

Alparslan Türkeş ve MHP




Kitabın ilk yarısı İslamın Katilleri ikinc, yarısı Türklüğün Katilleri...

Türkeş'in hayat hikayesini, yaptıklarını, pragmatiklik örneklerini kitaptan s. 187-200'den okuyunuz...

Alıntılar:

Peşin hükümle Türkeş'e CIA görevlisi demek hasımlık olur. Ancak SSCB'ye karşı geliştirilen Yeşil Kuşak projesi bağlamında NATO tarafından kullanıldığını gizlemenin artık manası yoktur (Katılmıyorum, bunca eğitim almış bir adam aptal mı? Kullanıldığını fark etmez mi? fe)

CIA, onun aracılığıyla Türk gençliğinin bir kısmını SSCB'ye karşı duvar yapmıştı.

Ünlü Komanda Kampları Konusu

1960'larda açılan komanda kampları MHP'nin basit bir gençlik örgütü değil, çok boyutlu bir projeydi. Yaz aylarında açılan ve 3 ay süren güya eğitimi kültür ve spor amaçlı bu kampların birincisine 4500 ülkücü genç katıldı. Ankara ve İzmir'den sonra 34 yerde daha bu kamplardan açıldı.

İlginçlik, kamplarda ders veren öğretmenlerin subay kökenli olmalarıydı; Özel harp dairesine (Kontgerilla) mensuplardı. Bu öğretmenler sadece judo ve yakın dövüşü öğretmiyor, komünizme karşı beyin yıkama faaliyeti yürütüyorlardı. Bu kamplar adeta özel bir orduyu inşa faaliyetiydi. Bu gençlere silahlı eğitim de verildiği basına malzeme oluyordu.

Tüm bu faaliyetlerin, binlerce gencin 3 ay beslenmesi, eğitilmesinin finansmanı nereye aitti? Bizim radyo finansman kaynağı olarak NATO'yu işaret ediyordu.

Komünizme karşı gençlik

MHP'nin iki numarası Dündar Taşer şöyle diyordu: "Türkiye'de sol azıtmanın karşısına bu gençlerle çıkacağız". 

Alparslan Türkeş: "Komünistlerin anladığı dilden konuşacak gençlik yetiştiriyoruz". Komandolar üniversitelerde kendilerini göstermeye yani eylem yapmaya başladılar, pek çok üniversiteyi işgal ettiler...

Bu proje için milliyetçilik ideolojisi ve İslam inancı açıktan kullanılmıştı. Ve bunun sonucu olarak 1970'li yıllarda "sağdan" ve "soldan" binlerce genç canını verdi.  Türkiye'de Yeşil Kuşak hattı inşa ediliyordu ve ülkücülere o hattın fedailiği görevi verilmişti.

Kampları MİT ile kontrgerilla organize diyordu ama perde gerisindeki patron NATO idi.

12 Eylül öncesindeki öğrenci cinayetlerinde NATO'nun kullandığı ülkücüler kadar, CIA, MI6, KGB'nin kullandığı pek çok sol grubun aynı ölçüde katkısı oldu.

(...)

Türkeş, İslamla harmanlanan Türk milliyetçiliğini siyasi sermaye yaptı... Türkçü ve laik kimlikli olan Türkeş o dönem MSP ile rekabetin gereği olarak Erbakan'a yanaştı, hacca gitti.. O dönem iftar toplantıları, mevlitler gırla gidiyordu.

(...)

Objektif hükmü tarih verecek ama Türk milliyetçiliğini cephe ideolojisi yapması hiç iyi olmamış ve esası VATANSEVERLİK ile BAĞIMSIZLIK OLAN MİLLİYETÇİLİĞİN
FAŞİZM GİBİ ALGILANMASINA katkı sunarak bir bakıma onu hedefe oturtmuştur.

Türkeş bir dava adamı mıydı? Öyleydi diyemem. Canını verecek bir davası olduğuna inanmam. Konjonktüre göre şekillendi... Diğer liderler gibi zamana göre ayrı kalıba giriyordu. MHP'yi dükkanı gibi görürdü... Derinliği, entellektüel tarafı yoktu.  Sahtekar değildi..Lider adayları yetiştirmek, yeni ve iddialı kadro kurmak gibi arayışlara hiç girmedi.

Milliyetçilik ideolojisini metotlaştırmadı.

Milliyetçi bir burjuva ve aydın sınıfını yaratamadı.

Türkeş sonrası.... BAHÇELİ:.. s. 212 ve devamı... Kitabı alınız... :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder