Sayfalar

16 Kasım 2014 Pazar

Biz Türklerin özellikleri... Eleştiriye dayanamama, plansızlık, disiplinsizlik...ve daha neler neler




İZLENCE

İzlencesiz (programsız) yapılan iş, emek ve zaman yitimine neden olur... Türk toplumunda genel anlamda bir izlencesizlik gözlenir. Türk insanı yapacağı işi. önceden ayrıntılarıyla planlayıp, hesaplayıp işe girişmez. "Göç yolda düzelir" atasözünü ilke edinip işe koyulur. İşe başlandıktan sonra sorunların çözüleceği mantığıyla işe koyulur. Hele bir başlayalım der.....

Devlet düzeninde plansızlık, geleceği hesaplamama daha sonraki dönemlerde ağır etkilerini gösterir. Örneğin, pek çok yabancı kişinin de oturduğu Alanya'ya havaalanı yapma gereksinimi yıllar sonra duyulur. Ancak, havaalanının önündeki dağ hesaplanmadığı için, uçak inişleri imkansızdır. Yapılan bir havaalanının önünde bulunan dağı göremeyen bir mühendislik olayı yalnız Türkiye'de karşılaşılan bir plansızlık, hesapsızlıktır. (s. 218)

Başka bir örnek, İzmir Belediyesi'nin Yenişehir'de 25 Milyon YTL'ye yaptırdığı beş katlı otoparka araba girememesidir! otopark şeritleri, virajları en küçük otomobilin bile giremeyeceği ölçüde dardır, ancak Belediye yetkilileri "uygundur" raporu vererek teslim almışlardır. (s. 218) 


DUYGUSALLIK

(...)
Asyalıların genellikle, mantık ve analizle ilgisi olmayan, bunun yerine sezgi, iç gözlem ve tefekküre dayanan düşünme biçimine eğilim gösterdiği gözlemlenir. Gulick'e göre Doğulular, Batılılar gibi bütünü analiz etmek için parçalara ayırmazlar. (s. 225)
(...)
Karamsarlığı sevmez toplumumuz. Hep bir umut ışığı beklentisi içindedir. Bu beklenti, somut gerçekleri yok saymaya dek götürür. Hep iyimser, umut dolu sözler duymak ister. Gerçekleri söyleyen siyasiler geniş yığınlar arasında beğeni bulmaz. boş vaatler onların çelişkili ruhlarına umut serper. İsmet Paşa'nın geniş yığınlar arasında sevilmemesinin nedenlerinden biri, bu Doğulu tipine uymamasından kaynaklanır.. 1995 seçimleri öncesi DYP genel başkanı her aileye iki anahtar sözü vermişti; 1 ev 1 araba. Ayrıca sınavsız istenen fakülteye girme.... Bunlar tabii ki gerçekleşemezdi ve gerçekleşmedi.... Ama kısa sürede unutulup gittiler... Daum demiş ki: Burada büyük hayaller kurmak zorundasın. Gerçekçi olmak, karamsarlık olarak görülüyor..... İyimserlik, tehlikeye karşı kör olmaya; kötümserlik, yazgıya boyun eğmeye sürekler insanı. 

TÜRK İMGESİ (ss. 226-233), Fuat Bozkurt.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder